Akdamar Adası Van Gölü'nün en büyük adasıdır ve üzerinde bir kilise bulunur.
915-922 yılları arasında Kral I. Gagik tarafından, o zamanlar adada bulunan saray için yaptırılan Akdamar Kilisesi'nin mimarı olarak Keşiş Manuel gösteriliyor; ama kralın da bizzat plânlara karıştığı söyleniyor. Kilise, pek çok yönüyle dikkate değer yapıların başında geliyor. Örneğin, yapımında kullanılan andezit taşları, mevsimlere ve günün saatine göre sarı, kırmızı veya gri renklerde bir görünüm sunuyor. Haç plânlı kilisenin bir diğer özelliği de, dış cephenin çok zengin bitki ve hayvan motifleriyle İncil ve Tevrat'tan alınma sahneleri betimlemesi.
Adının anlamı
Akdamar adının nereden geldiğine dair birçok varsayım vardır. Bunlardan birine göre, zamanında bu adada yaşayan başkeşişin güzelliği dillere destan çok güzel Tamara adında bir kızı varmış. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan müslüman bir genç bu kıza aşık olur. Bu genç Tamara'yla buluşmak için her gece adaya yüzermiş. Tamara ise ona gece karanlığında yerini belli etmek için onu bir mumla beklermiş. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde mumla adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban gölün içinde boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle "Ah Tamara" diye bağırır. Bunu duyan kız da kendini gölün sularına bırakarak boğulur. Ah Tamara isminin dönüşerek zamanla Ahtamar ve Akdamar biçimini aldığı varsayılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder