12 Nisan 2012 Perşembe

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI
Enerji kaynakları, herhangi bir yolla enerji üretilmesini sağlayan kaynaklardır. Dünya üzerindeki enerji kaynakları, klasik ve alternatif kaynaklar olmak üzere ikiye ayrılabilir.


Sismik prospeksiyon yöntemleriyle, yeraltının yapısının incelenebilmesi için yapay olarak elde edilen ve de depreme benzeyen sarsıntılara ihtiyaç vardır. Bu nedenle yeryüzünde ya da yerin içinde belirli bir işlem sonucu elastik dalganın üretilmesinde, sismik yöntemin başlangıcından itibaren dinamit en yaygın olarak kullanılan enerji kaynağı olmuştur.

Sismik kaynaklar iki türlüdür; ani veya etkisel kaynaklar ve titreşimli kaynaklar. Vibroseis adı verilen sismik kaynak dışında kullanılan kaynakların hepsi etkisel kaynaklardır ve etkisel kaynaklarda enerjinin ortaya çıkması ve yakın civarına aktarılması çok ani olmaktadır. Titreşimli kaynaklar ise yeryüzünde büyük ve ağır bir kütleyi belli bir süre (6-21 sn) için belirlenmiş frekanslarda titreştirerek yer altına enerji gönderir.

Sismikte kullanılan enerji kaynaklarını karada ve denizde olmak üzere iki başlık altında inceleyebiliriz. Genel olarak karada vibratör, ağırlık düşürülmesi, hava tabancaları vb. kaynak olarak kullanılmaktadır. Denizde ise hava tabancaları, gaz tabancaları, su tabancaları, buhar tabancaları, sıkıştırılmış kaynaklar vb. kullanılmaktadır. Kara ve denizde kullanılan enerji kaynakları % olarak şöyle sıralanabilir.

KARA % DENİZ % Dinamit 56 Air Gun 65 Vibratör 37 Gas Exploder 19 Air Gun 3 Vaporchoc 9 Thumper 2 Patlayıcılar 5 Gas Gun 1 Diğerleri 2 Diğerleri 1

Karada kullanılan enerji kaynaklarında istenilen sinyal/gürültü (S/N) oranının yüksek olmasıdır. Denizde kullanılan enerji kaynaklarında ise ilk kabarcık oranı esas alınmaktadır.

2. KARADA KULLANILAN ENERJİ KAYNAKLARI

Karada, çeşitli temellere dayanan enerji kaynakları geliştirilmiş ve karakteristikleri bakımından sınırlandırılmıştır. Bir kaynakta aranan özellikler şunlardır:

1. İstenilen derinliğe nüfuz kabiliyetinin olması, 2. Sinyal/Gürültü oranının yüksek olması, 3. Ayrım kabiliyetinin olması, 4. Çevresel etkenleri azaltması, 5. Güvenilir ve ekonomik olması gerekmektedir.

Karada kullanılan enerji kaynakları, patlayıcı ve patlayıcı olmayan enerji kaynakları olarak iki kısma ayrılır.

2.1.Patlayıcı Enerji Kaynakları

Patlayıcı kaynaklar, uzak arazilere nakledilmesi, yüksek enerji seviyesine sahip olması ve derinlerde yapılan patlamalarda günlenmiş tabakanın etkisi söz konusu olmadığı için tercih edilmektedir.

2.1.1.Dinamit

Mc Collum (1953) tarafından temel prensipleri geliştirilen dinamit, kara sismik araştırmalarında ilk enerji kaynağı olarak kullanılmıştır. Dinamit, gerek büyüklüğü gerekse fiyatı göz önüne alındığında en büyük enerjiyi meydana getirir. Sismik uygulamalarda kullanılan dinamit 30-40 cm. boyunda 3-5 cm. çapında plastik muhafazalar içinde, 1kg’lık dinamit çubukları şeklindedir ve özellikle çok yüksek patlama hızına (7000-8000 m/s) sahiptir. Kısa zamanda sürekli sinyallerle yüksek ampitüdlü enerji meydana getirir. Dinamit çubukları birbirine vidalanarak birleştirilebilir ve istenilen miktarda (birkaç kg) dinamitin aynı anda patlaması sağlanır.













Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Klasik enerji kaynaklarına alternatif olarak sunulan kaynaklardır. Güneş, rüzgar, hidrojen, hidroelektrik ve jeotermal kaynaklar buna örnektir. Doğada sürekli var olan faktörlere dayalı olan bu kaynakların en önemli özelliği ise yenilenebilir olmaları ve doğaya zarar vermemeleridir.

Güneş enerjisi de hidrojen gibi yenilenebilir kaynaklardan bir tanesidir. Güneş enerjisini toplayıp ısı ve elektriğe dönüştürebilen güneş kolektörleri güneş enerjisinin kullanımındaki aracı elemandır. Genelde, evlerin çatılarına yerleştirilen bu kolektörlerin yanında bir de su deposu bulunur. Depoda bulunan su ısıtılarak, ya evin sıcak su ihtiyacı karşılanır ya da sıcak su, evin ısıtma tesisatına verilerek ısınma ihtiyacı giderilmiş olur.

Çevreye hiçbir zararı olmaması, sürekli ve yenilenebilir olması güneş enerjisini çok cazip kılar. Şüphesiz güneş enerjisinin önündeki en önemli engel, Güneş'ten yararlanma süresi çok fazla olmayan ülkelerde bu enerji tipinden yararlanılabilen gün sayısının az olmasıdır. Ayrıca, elde edilen enerjinin depolanması da bir diğer engeldir.

Rüzgar

Alternatif enerji kaynakları içersinde en az hidrojen enerjisi kadar faydalı olabilecek bir enerji kaynağı da rüzgardır. Temiz, bol, yenilenebilir olmasının yanısıra hemen hemen tüm dünya genelinde faydalanma imkanı olan bir kaynaktır. Rüzgar türbini adı verilen çok büyük pervaneli, yüksek kuleler aracılığıyla rüzgar enerjisi elektriğe dönüştürülür. Az sayıda, büyük enerji üretim merkezleri kurmak yerine, ülke geneline küçük üniteler halinde yayılmış rüzgar türbinleri kurmak çok daha avantajlıdır. Rüzgar, elektrik üretiminin yanısıra hidrojen üretiminde de söz sahibi olabilir. Rüzgardan elde edilecek elektrikle suyun elektroliz edilmesi sonucunda; su, oksijen ve hidrojen elementlerine ayrılarak çok ucuz bir yolla hidrojen elde edilmiş olacaktır.

1990'lı yıllarda kullanımı en hızlı artan enerji kaynağı olan rüzgar enerjisi, bu avantajları sayesinde tüm dünyanın dikkatini çekmeye devam ediyor. Danimarka toplam elektrik enerjisinin yaklaşık %20'sini rüzgardan elde ederek oran olarak dünyada birinci sıradayken, Almanya da 2007 yılındaki verilere göre, 22.247 megawatt kurulu güç ile rüzgar enerjisi kullanımında en ön sıralardadır. Almanya'yı en yakından takip eden ABD'nin kurulu gücü ise 16.818 megawatt civarındadır.

Jeotermal enerji

Jeotermal enerji, yeryüzünün kabuğunda bulunan ısıdır. Bu enerjiden, yer yüzeyine çıkan sıcak sular aracılığıyla yararlanılır. En eski çağlardan bu yana kullanılan kaplıcalar jeotermal enerjinin ilk kullanım alanlarıdır. Jeotermal enerjiden, kaynağın sıcaklığına bağlı olarak ısıtma uygulamalarında kullanılabilir ya da elektrik üretiminde yararlanılır. Elektrik enerjisi üretimi amaçlı santrallar 20. yüzyılın başlarından itibaren kurulmaya başlanmıştır.

Jeotermal enerji; kaynağın, dünya enerji tüketimine kıyasla çok büyük olması nedeniyle ve kullanılan sıcak suyun reenjeksiyon ile tekrar yer altına verilmesi koşuluyla yenilenebilir enerjiler arasında sayılır.

Dalga enerjileri

Okyanus denizler gibi büyük su kütlelerinde meydana gelen dalgaların enerjisinden yararlanabilmektir. Yenilenebilir enerji formlarından bir tanesidir.

Üretilmesindeki zorluklar:

• Dalgaların yüksek gücüne karşın düşük hızlarda ve farklı yönlerde hareket etmesi

• En güçlü fırtınalara ve tuzlu suyun neden olacağı paslanmaya dayanabilecek yapıların yüksek maliyeti

• Kurulum ve bakım giderlerinin yüksekliğidir.

• Alternatif kaynakların faydaları

• Alternatif enerji kaynakları kullanılarak, karbon temelli bir enerji yapısından, hidrojen temelli bir yapıya geçilmesi amaçlanıyor. Bu sayede çevre kirliliğinin önüne geçilirken, enerji maliyetleri de büyük oranda azalacak. Ayrıca, halihazırda enerji ithal eder durumda olan ve bu yüzden dünyanın belli ülkelerine enerji bakımından bağımlı olarak varlığını sürdüren devletlerin birçoğu kendi enerjisini kendi üretir hale gelecektir. Bu da dünya genelinde gözle görülür bir siyasi ve ekonomik rahatlama sağlayacaktır.







• Dalga enerjisinin toplam enerji potansiyeli, toplam enerji büyüklüğü 2.5 terawat olarak hesaplanan gel-git enerjisinden çok daha fazladır. Sahilleri güçlü rüzgarlara maruz kalan ülkeler, enerji ihtiyaçlarının %5 veya daha fazlasını dalga enerjisinden karşılayabilirler. Media:Örnek.ogg





İki türbinli bir gel-git barajının temsili gösterimi.

Gel-git veya okyanus akıntısı nedeniyle yer değiştiren su kütlelerinin sahip olduğu kinetik veya potansiyel enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesidir.

Gel-git enerjisini elektriğe dönüştürmek için yaygın olarak, uygun bulunan koyların ağzının bir barajla kapatılarak, gelen suyun tutulması, çekilme sonrasında da yükseklik farkından yararlanılarak türbinler aracılığı ile elektrik üretilmesi hedeflenir.

24.8 Saate bir tekrarlanan gel-git hareketleri, düzenli bir enerji kaynağı olması açısından ilginç olmakla birlikte, enerji üretim süresinin 6-12 saatle kısıtlı olması bir dezavantaj yaratmaktadır. Suyun potansiyel enerjisinin %80'ini elektrik enerjisine dönüştürebilen gel-git enerjisi, güneş enerjisi gibi diğer alternatif enerji kaynaklarına göre daha yüksek bir verimliliğe sahiptir.

Deniz ve okyanuslardaki düzenli akıntıların kinetik enerjisinin, deniz tabanına yerleştirilen türbinler aracılığı ile elektrik enerjisine dönüştürülmesi akıntı enerjisi olarak anılır.

Hidrojen

Hidrojen birincil enerji kaynaklarından üretilen bir yakıt olup temiz bir enerji kaynağı olarak kullanılabilecek önemli bir elementtir. Fakat dünyada tek başına bulunmadığından önce üretilmesi gerekir. Halihazırda çok pahalı olan bu üretim, su ve doğalgaz gibi elementlerdeki hidrojenin ayrıştırılmasıyla yapılır. Bu şekilde elde edilen hidrojen pillerine yakıt hücresi adı verilmektedir. Şu anda bazı otomobiller hem benzin, hem de hidrojenin kullanıldığı hibrid (melez) yakıt yöntemiyle çalışmaktadır. Böylece açığa çıkan kirli havanın miktarı %30–40 oranında azaltılabilmektedir.

Hidrojenin, 20 yıl içersinde çok daha aktif olarak kullanılması planlanmaktadır. Şu anda hidrojen yakıt konusunda elde edilen en önemli ilerleme İzlanda’da yaşanmaktadır. 1999 yılında, akaryakıt firması Shell ve otomobil firması Daimler-Chrysler ile İzlanda hükümeti arasında imzalanan anlaşma, İzlanda'yı hidrojen yakıtlı bir ülke haline getirmeyi amaçlamaktadır. 9Daimler-Chrysler İzlanda için, hidrojenle çalışan otobüs ve otomobiller üretirken, Shell de İzlanda genelinde hidrojen istasyonları açmayı planlamıştır. İzlanda'da elde edilecek muhtemel bir başarı, hidrojenli otomobillerde seri üretime geçilmesini son derece hızlandıracaktır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder